Ülke ekonomilerinin işsizliğe karşı gerçekleştirdiği ekonomik ve sosyal mücadele, ülkelerin gelişim düzeyleri konusunda da bizlere ipuçları vermektedir. Ülkelerin üretim kapasitelerine doğrudan etki eden, ekonomik sistemi olumsuz etkileyen işsizlik sorunu bireysel ve toplumsal etkileri göz önünde bulundurduğumuzda psikolojik sonuçları olduğu gerçekliği ile de karşı karşıyayız.

Ülkemize baktığımızda Nisan 2019 dönemi (Mart Nisan Mayıs aylarını içine alan dönem) işsizlik rakamı %13, genç işsizlik oranı %23,2, kadınların işgücüne katılım oranları %34,5 olarak TÜİK tarafından açıklandı.  İşsizlikle mücadele kapsamında “Milli İstihdam Seferberliği” ile özellikle dezavantajlı grupların istihdamına yönelik önlem paketleri açıklanırken, diğer taraftan işverenlere yönelik olarak teşvik paketleri ile istihdamın üzerinde ki maliyetler düşürüldü. Ancak bu da işsizlik oranını tek haneli rakamlara düşürmedi.

EKONOMİYE KATKI SAĞLAYAN İSTİHDAM MODELİ

İşsizlik kavramına baktığımızda en genel tanımında iş arayıp da bulamama sorunu ile karşılaşırız. Ama gizli işsizlik dediğimiz olgu da kişiler ekonomide çalışır gözükse de üretime katkıdan söz edemiyoruz yani bu kişileri o iş alanından çektiğinizde üretimde hiçbir azalma olmuyor. Bu çalışmada çalışmanın marjinal faydası sıfır. Gizli işsizlik bütün sektörlerde kendini gösterse de tarım sektörü gizli işsizlikte başı çekiyor. Tabi bir de burada özel-kamu ayırımı yapmadan kamu sektöründe de bu olguyla karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz.

Gelişmekte olan ülkelerin işsizlikle mücadele politikasında ki yetersizlik ya da başarısızlık sadece genel işsizlik oranlarını etkilemiyor aynı zamanda gizli işsizlik sorununu da tetikliyor. Belki geçici bir yol olarak kısa vadede çözüm gibi görünse de ekonomik üretime katkı sunmayan bir çalışmanın da verimlilik ilkesinden uzak, uzun vadede kalıcı bir çözüm olmadığı aşikar.

İŞGÜCÜ PİYASASININ İHTİYAÇLARINA UYGUN BİR İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI ŞART

            Her zaman söylediğimiz gibi eğitim hayatı iş dünyasını içerdiği kadar, iş dünyası da eğitim hayatının bir parçası olmalıdır. Değişimin kendisi bile eski değişim değil neden mi geçmişte yaşanan değişim hızıyla bugünün değişim hızı ve bu değişimin çarpan etkisi çok farklı. İstihdamın en önemli şartı üretim, üretimde verimliliğin en önemli ayaklarından biri ise  iş gücünün verimliliğini arttırmak.

            Bugünlerde üniversite ve bölüm tercihleri için öğrenciler sıraya giriyor. İşgücü piyasasının ihtiyaç duymadığı ya da çok az ihtiyaç duyduğu bölümler,  gelecekte bugün ki önemini kaybedecek meslekler, mezun olan işgücünü istihdam etmekte zorlanacak bir işgücü piyasası ve bu piyasada organizasyon birliğinin yokluğu gizli işsizler ordusuna da doğrudan etki edecek. Bu nedenle teknolojik gelişmelerin etkilediği işgücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun bir insan kaynakları planlaması en azından mevcut istihdamın verimliliğini de olumlu yönde etkileyecektir.

 

 



or
or